Atalay Demirci ile Özel Röportaj !


''Drogba'yı görsem...''

''Drogba'yı görsem...''

ÖZEL RÖPORTAJ: SİNAN AKYÜZ

Yeteneksizsiniz programında yaptığı şovlarla bir anda Türkiye'nin en popüler komedyenleri arasına giren Atalay Demirci ile futbol üzerine konuştuk. O anlattı, biz gülmeyi beklerken, o söyledikleriyle daha çok düşündürdü.

Babasını 3 yaşında iken maden ocağında kaybetti. Sonrasında hayatında zor günler geçirdi. Yetimhanede büyüdü. ‘Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Ünüversitesi’ni mezunuyum demeyi çok isterdim' diyen Atalay Yeni Mahalle Ticaret Lisesi mezunu oldu.
Film gibi bir yaşam.. Ama oldukça başarılı bir adam.

Fenerbahçeli olan Atalay, Denizli'de son saniyede kaçan şampiyonluktan sonra sarı-lacivertli takımı bırakmış. Nedeni ise arkadaşıyla girdiği bir iddia. 


-FENERBAHÇE'Yİ NEDEN BIRAKTI?- 

Şöyle anlatıyor Atalay Demirci o günleri...
"Ben eskiden Fenerbahçeliydim. O talihsiz Denizli maçı var ya, hiç unutmam. Fenerbahçe’yi bırakmama o maç sebep oldu. Aldığı nefesin bile Galatasaray olduğu bir dostum vardı. Onunla iddiaya girdim. Fanatik Galatasaraylı arkadaşım gazete okuyor, Fenerbahçe Anelka’yı almış, Galatasaray da o zaman Ragıp diye bir futbolcu almış. Ben de arkadaşımla kafa yapıyorum. ‘Biz kimleri aldık, siz kimleri alıyorsunuz’ diye. Bana dedi ki, "Galatasaray bu yıl şampiyon olur". Arada 12 puan fark var. Arkadaşım, "Galatasaray şampiyon olmaz ise ben takımı bırakıyorum sen de bırakır mısın?" dedi. ‘Galatasaray nasılsa şampiyon olamaz ben de buna hayatı dar’ edeyim dedim. Sonrası zaten ortada, şanssız, ruhsuz bir şekilde şampiyon olamadık. Ben de bu olay nedeniyle Fenerbahçe'yi bıraktım. Bırakmak zorunda kaldım."

Ertuğrul Sağlam ile çok iyi dostsunuz, bu dostluk nasıl başladı?
Ben aslen Samsunluyum. Samsun'da benim bir gösterim vardı. Gösteri sonunda kendisi ile tanıştım. Dünya iyisi bir insansındır Ertuğrul ağabey. Kendisini çok severim. Bir dönem Beşiktaşlı oldum, Kayserili oldum, Bursalı oldum. Onunla gönül bağım var. Adam gibi adamdır tribünlerin dediği gibi. Küçük oğlum halâ Bursasporlu Ertuğrul amcasından dolayı.

-MUZ OLAYI VE DROGBA..- 

Derbide yaşanan ırkçılık ve muz olayını nasıl yorumlarsın?
Fanatiklik meselesi benim çok canımı sıkan bir mesele. Futbolu futbol gibi izlemek, onun bir oyun olduğunu unutmamak lazım. Muz olayı artık son noktası bu işin. İnsanlar o cevabı hak ediyor. Ama hak etmemeli. Toplumun, özellikle erkeklerin kendi egolarını tatmin edecekleri alanlar yok. Dolayısıyla işte o alanlarda kendilerini tatmin ediyorlar. Drogba var ya, çok çok güzel cevap vermiş. Çok zekice bir cevap. Futbol her şey değil ama ego var ya ego, özellikle erkeklerin maçlarda gidip küfretmesi bağırması, kendilerini tatmin etmesine sadece ‘yazık’ diyorum. Çok üzülüyorum böyle insanlara.

Drogba ile karşılaşsan ne dersin?
Dil bilsem bütün ülke adına ya da o insanlar adına ondan özür dilerim. Biz böyle insanlar değiliz. ‘Birkaç kendini bilmez ile Türk toplumunu kıyaslama’ derim. Çok üzüldüm. Bir kere o adamın inancını sorgulamak lazım. Drogba çok büyük bir futbol yıldızı ve Afrika kıtası için bir ikon. Türkiye'yi de çok sevdiğini de her fırsatta söylüyor. Bu olayın bilincinde zaten Drogba da.

-"TELEVİZYON OKUYORUZ"..- 

Futbol Yorumcularını nasıl buluyorsun?
Futbol yorumcularını severim. Rıdvan Dilmen’i çok severim. Futbolcu iken de doyamadık kendisine, futbol bilgisine, zekasına hayranım. Rıdvan ağabey de değer verdiğim bir insandır. Erman Toroğlu çok çizgisinden sapmadığı gibi, doğru bildiklerini doğru zamanda söylüyor. Ahmet Çakar ise doktor kimliği olduğu için, insan psikolojisini iyi biliyor. Bazen de anlamsız gerginlikler oluyor. Bence medya mensupları, gazeteciler ve yorumcular söylediklerine çok dikkat etmeli. Bizim toplumumuz televizyondan çok etkileniyor. Çok defa söyledim bunu. Biz televizyonu okuyor, kitabı seyrediyoruz. Normalde tersi olması lazım ama biz tersini yapıyoruz. Futbola bu kadar bağlı bir toplum var iken konuşanlar çok dikkat etmeli.

Şuan hangi takımı tutuyorsun?
Ertuğrul ağabey şuan boşta ya, ben de boştayım (Gülüyoruz hep birlikte)

Beşiktaş Kulübü ve taraftarı sezon başında Feda dedi, sen bu durum için ne diyorsun?
Aslında hazırlanış olarak ya da psikolojik anlamda güzel bir başlangıç oldu. Doğru buldum ama sonrasında taraftar fedaymış gibi davranmadı. Beşiktaş Samet hoca ile iyi bir ivme yakaladı. Sonra herkes havaya girdi. Biz şampiyon olacağız dendi. Ben Samet Aybaba'nın bu yılki performansını çok iyi buldum. Fikret Orman ile bu yıl Beşiktaş’ta huzur ortamı yakalandı.



-AZİZ YILDIRIM, FATİH TERİM...- 

Aziz Yıldırım hakkındaki görüşlerin?
Aziz Yıldırım güçlü bir karakter. Zaten 3 Temmuz sürecinde ortaya çıktı. Söylemleri ile yönlendirici, dominant bir karakter. Yani başka bir yönetici sayamazsın.

Galatasaray Şampiyon oldu. 19 şampiyonluk hakkında bir şey söylemek gerekirse ilk önce ne dersin?
Özellikle bu yılki şampiyonluğun yüzde 75'inin Fatih Terim kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Fatih Terim faktörü, liderliği ile duruşu ile futbolcuları olağanüstü etkiliyor. Tanışmadım, çok da tanışmak isterim. İllaki hocamızı bir gösteriye davet ederiz. Ya da bir maça gidip tanışmak isterim. Fatih hocanın duruşunu, hayata bakışını, hırsını hep beğenmişimdir. Milli takım başında iken de çok beğenirdim. Kenara baktığı zaman futbolcu anlar o duruşu.

Acun Ilıcalı ile görüşüyor musun?
Tabii Acun ağabeyin yeri bende farklı. Kendisini çok severim, çok seviyorum, gönül bağım var. Vefa borcum var. Koyu Fenerbahçelidir. Maçlara davet eder. Lazio ve Macaristan maçlarında locasında izledik maçları. Bizim kulüplerimiz Avrupa arenasına çıktığı zaman ben de o takımı tutarım. Hatta bundan dolayı da sosyal medyada eleştiri alıyorum. Derbi sonrası kötü bir olay yaşandı. Bir gencimizi kaybettik. Neler söylemek istersin? Skandal bir durum yemin ederim. Bir insanın ölmesi, bütün insanlığın ölmesi gibidir. Neyi konuşuyoruz ki biz, bitti işte. Dahası var mı? Giden; can...

-İLK 11 KURDU!- 

Atalay Demirci'nin ilk 11'i nasıl olurdu desek?
Muslera, Gökhan, Semih, Serdar Aziz, Hürriyet, Emre, Selçuk, Fernandes, Emre Çolak, Gekas, Sow.

Bu arada Gökhan Gönül mutlaka Avrupa’ya gitsin. Avrupa’nın her takımında futbol oynar. Atalay Demirci ne yapar, planları nedir?

Ben hayatı çok planlı yaşamıyorum. Öncelikle şu yaşadıklarımızın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Süreci doğru yönetmeye çalışıyoruz, halkla buluşuyoruz. Her gün bir oyunumuz var. Sürekli seyahat halindeyiz il il, ülke ülke geziyoruz. İleride bir televizyon programı düşüncemiz var Acun beyle birlikte. Sonrasında ileride de bir sinema filmi hayalim var, bir komedi filmi çekmek istiyoruz.

Sosyal Medyada aktifsin faydası oluyor mu ?
Bu şey, şırınga gibi içine ne koyduğuna bağlı. Yani televizyonda da aynı mantık bende var. Aslında şimdi 700 bine yaklaşmış Facebook üyemiz var. Şurada gösterimiz var dediğinde bilet 10 gün öncesinde bitiyor. Twitter’da 200 bine yaklaştı takipçi sayısı. Şimdi bunlar güzel şeyler. Ee şimdi fütursuz 16-17 yaşındaki gençler de var. Bir de hiçbir şeyi beğenmeyen fütursuz insanlar var. Oturduğu yerden hiçbir şeyi beğenmeyen tipler var. İşleri bu onların. Hep eleştirirler, işleri güçleri o. Bazen de kendimle alakalı şeyleri sosyal medyadan duyuyorum. Diyorlar ki Münih’te bilet bulamıyoruz. Ben hemen organizatörlere ulaşıyorum, sıkıntı var ise olay çözülüyor. Ama her şeyde denge önemli, orada da denge önemli, ne söylemeyeceğini, ne konuşmayacağını bileceksin.

-"İNSANLAR BENİ SEVMEYEBİLİR, AMA.."- 

Sporla aran nasıl?
Ankara'da Çocuk Esirgeme Kurumu'na ait bir spor kulübünde yöneticilik yaptım. Futbol oynadım lisanslı olarak. Sol tarafta oynuyordum. Amatör sporcu iken hastalığa yakalanmasaydım devam edebilirdim. Karın boşluğumda tümör vardı. Allah'a şükürler olsun atlattım. Tekwando yaptım. Plaj voleyboluna bayılırım. Spor sayarsanız bilardo ve bowling oynamayı çok seviyorum.

Son olarak Ajansspor aracılığıyla mesajın ne olur?
Ben ne yaparsam yapayım, ucunda mutlaka bir fayda olmasına özen gösteririm. Komedi de yapsam, şiir de okusam böyle olsun isterim. Hayatta en çok önemsediğim şey de saygı ağabey, saygı. Benim için çok önemlidir. İnsanlar beni sevmeyebilir ama saygısızlığa asla tahammülüm yok. Makam mevki de fark etmez, her şey gelip geçici. Hayatı da her an neticelenecekmiş gibi yaşamakta fayda var. O yüzden kazandıklarına çok sevinecek kadar uzun değil hayat. Kaybettiklerine çok üzülecek kadar kısa değil hayat. Son mesajım bu olur. 

Yorumlar